Eski adıyla Cisr-i Cedit (Yeni Köprü) köprüsü, 1845 yılında I. Abdülmecit’in annesi Valide Sultan tarafından ahşap olarak inşa ettirildi. Kısa sürede eskiyen köprüyü, Kaptan-ı Derya Hasan Ahmet Paşa 1863 yılında yenileyerek, tekrardan hizmete sundu. 19 yy.ın sonlarına doğru Köprü’de artan yaya trafiği nedeniyle, çıkan asayiş olaylarını denetim altına almak için Köprü’nün Galata ucunda, eklektik üsluplu ve süslemeli Aziziye Karakolu inşa edildi. Köprü 37 yıl bu şekilde hizmet verdikten sonra, yerine suyun hareketiyle sallanan ağır bir köprü inşa ettirildi ve 1912 senesinde Sultan 5. Mehmet Reşat’ın tahta çıkışının üçüncü yıldönümünde açıldı. Ocak 1914 senesine gelindiğinde ise; Elektrikli tramvayların bu köprü üzerinden Eminönü-Karaköy bağlantısı sağlandı. 1987 senesinde Köprü’nün Haliç’e bakan tarafında yeni bir köprünün yapımına başlandı. Ve bu köprünün yapımı tamamlanmadan önce, 1992 yılı mayıs ayında Tarihi Galata Köprüsü nedeni bilinmeyen bir yangın sonucu yanarak büyük hasar gördü. Yangından sonra diğer köprünün yapımı hızlandırılarak, 1992 Haziranında Tarihi Köprü’nün yerinde hizmete açıldı. On bir parçadan meydana gelen Tarihi Köprü’nün Karaköy tarafındaki parçaları yerinde bırakıldı ve yanmayan kısımları da taşınarak Atatürk Köprüsü’nün Unkapanı ayağında karaya bağlandı.
Galata Köprüsü eski zamanlarda yangınlardan sıkı bir şekilde korunuyordu. Bu sebeple ahşap döşemelerin yanmaması için, gündüzleri köprüden geçenlerin tütün içmeleri yasaklanmıştı. Ayrıca; Köprü geceleri de kapatılırdı. Köprü ücretli tarifeyle yayalara hizmet ettiği bilindiği gibi, alınan ücrete de müruriye denirdi.
Galata Köprüsü mimari bir güzellikten ziyade, İstanbulluların yaşamına yerleşen şiirsel bir imgedir.
Galata Köprüsü Projeleri
16 yy.da Sultan Beyazıt Dönemi’nde Floransa’ya bağlı Vinci kasabasında doğan Leonardo da Vinci; Eminönü-Karaköy bağlantısını sağlayacak bir köprü inşası için İstanbul’a davet edilir. Köprüyü yapmak için İstanbul’a gelmeye karar veren Leonardo, Venedik Limanı’nda dönemin yönetimi tarafından vazgeçirtilir. Leonardo’nun bu konuda çalışmaları olduğu, bugün Topkapı Müzesi’nde bulunan yazışmalardan belli olmaktadır. Leonardo’nun Haliç’e yapılacak köprü projesi, iki binli yıllarda Norveç’te hayata geçirilmiştir Ayrıca Michelangelo’nun da burada yapılmasını planladığı bir köprü projesi de vardır.
İstanbul'un bilinen ve binlerce ziyaretçisi olan galata bir sembol haline gelmiştir. Üzerinde yürürken balık tutanları görmek deniz manzarası harika bir gün batımı izlemek çok güzeldir
Üst tarafı olta ile balık tutanların alt tarafında balık restoranlarinin olduğu bir köprü bir ucu Eminönü diğer ucu karakoye bağlıyor yürüme kısmı mevcut keyifli yer
İstanbul denince Akla ilk gelen mekanlar Tabiki Tarihi Galata köprüsündedir. Köprünün üzerinden raylı Taşıtlar ve Araçlar geçmektedir. Altında ise birçok Restoran bulunmaktadır.
Akşamüstü güneşin batışını keyifle izleyebileceğiniz, manzaranıza Galata'nın martıların, denizin, vapur seslerinin, balıkçıların ve Süleymaniye'nin eşlik edeceği muazzam köprülerden biri. Tabi ki Eminönüne yaklaştıkça gelen balık ekmek kokusunu da unutmamak gerek 😊
Çok güzel bir yer denizin üzerinde martılar uçarak süzülüyorlar. Çok hoşuma gidiyor arada bir suya dalıyorlar seyretmek. fırsatı buldukça birdaha buralara gelmek istiyorum
İstanbul eşsiz silüetlerinden birini görebilmek için ziyaret edilmesi gerek yerler arasında diyebilirim. Karaköyden eminönü tarafına geçmek için kullanılan bu körü sadece bir köprü diyemeyiz buranın altın restoranlar size günün her saati hizmet vermekte. Eğlence mekanları da bulunmaktadır. Üstünde köprüden balık tutanların ayrıca keyif yaptıklarını görebilirsiniz. Gün batımına doğru iskelelerden ayrılan vapurların oluşturdukları harika manzarada fotoğraf çekilmeden buradan ayrılmayın derim.
Giriş müzekartı bulunanlara ve öğretmen kimlik kartı olanlara ücretsiz . Normalde kişi başı yüz lira. Asansörle çıkıp merdivenden inmeniz en doğru karar. Diğer katlarda arkeolojik eserler sergileniyor bunları görerek aşağı inmiş oluyorsunuz .
Tarih boyunca Haliç'in iki yakasını birleştiren birçok köprü yapılmıştır. En eski kayıtlara göre, Altın Boynuz üzerine ilk köprü 6. yüzyılda I. Justinianus tarafından yapıldı. Bizans tarihçileri, Haliç üzerindeki ilk köprünün I. Justinianus (6. yy.) devrinde yapıldığını, adının 'Aghios Khalinikos Köprüsü' olduğunu yazar. Yeri tam olarak bilinmemekle birlikte, 12 kemerden oluşan bu taş köprünün Eyüp-Sütlüce arasında olduğu tahmin edilmektedir.
Fatih Sultan Mehmet de İstanbul'un fethi sırasında Haliç'e bir köprü yaptırmıştır. Demir halkalarla birbirine bağlanmış ve üzerine kalın kalaslar çakılmış dev fıçılardan oluşan bu köprü Ayvansaray-Kasımpaşa arasında idi. Nişancı Mehmet Paşa ise bu köprünün fıçılardan değil, yan yana demirlenmiş ve kirişlerle birbirine bağlanmış gemilerden oluştuğunu söyler. Bu mobil köprü, 1453'te İstanbul fethedildiğinde, orduların Haliç'in bir tarafından, diğerine geçebilmesi için kullanıldı.
1502-1503 yıllarında bölgeye ilk kalıcı köprüyü yapma planları konuşuluyordu. Galata Köprüsü için ilk girişim II. Beyazıt döneminde yapıldı. Sultan II.Beyazıd, Leonardo da Vinci'den bir tasarım yapmasını istedi. Leonardo da Vinci, padişaha bir Haliç Köprüsü tasarımı sundu. Altın Boynuz için hazırlanan köprü tek açıklıklı 240 metre uzunluğunda ve 24 metre genişliğinde idi [3]. Yapılmış olsaydı dünyadaki en uzun köprü olacaktı. Ancak bu tasarım padişahın onayını alamayınca proje rafa kalktı. Başka bir İtalyan sanatçısısı olan Mikelanj İstanbul'a köprü için davet edildi. Mikelanj bu teklifi geri çevirdi. Bundan sonra Altın Boynuz'u geçecek bir köprü yapma düşüncesi 19. yüzyıl'a kadar rafa kaldırıldı.
1994 yılı Aralık ayında tamamlanarak hizmete girmiş olan ve günümüzde hizmet vermekte olan Galata Köprüsü, 490 metre uzunluğunda ve 80 metrelik kısmı açılabilen bir baskül köprüdür. Dünyada üzerinden tramvay geçen ender baskül köprülerden biridir.
Haliç'i birleştiren ve "Galata Köprüsü" olarak bilinen ilk köprü, 1845 yılında inşa edilmişti. Bu köprü 1863, 1875 ve 1912 yıllarında yenilenmiş; 1912'de inşa edilen Birinci Ulusal Mimarlık Akımı tarzındaki köprü, şehrin simgelerinden birisi olmuştur.[2] Şehrin sembolü olan Galata Köprüsü 1992'de yanmış ve adı "Tarihi Galata Köprüsü" olmuştur.
İstanbul eşsiz silüetlerinden birini görebilmek için ziyaret edilmesi gerek yerler arasında diyebilirim. Karaköyden eminönü tarafına geçmek için kullanılan bu körü sadece bir köprü diyemeyiz buranın altın restoranlar size günün her saati hizmet vermekte. Eğlence mekanları da bulunmaktadır. Üstünde köprüden balık tutanların ayrıca keyif yaptıklarını görebilirsiniz. Gün batımına doğru iskelelerden ayrılan vapurların oluşturdukları harika manzarada fotoğraf çekilmeden buradan ayrılmayın derim.
Daha önce de bir kaç kez geldim rakı ve balık yada sadece bi Bira içmek isterseniz veya Türk kahvesi bile oturup içebileceğiniz mis gibi tarih kokan bir yerde oturmak kafa dinlemek huzur bulmak istiyorsanız mutlaka Galata Köprüsü ne gelin derim..
Galata Köprüsü, İstanbul'da Haliç üzerine yapılmış, Karaköy'le Eminönü'nü birleştiren köprüdür.[1]
1994 yılı Aralık ayında tamamlanarak hizmete girmiş olan ve günümüzde hizmet vermekte olan Galatasaray Köprüsü, 490 metre uzunluğunda ve 80 metrelik kısmı açılabilen bir baskül köprüdür. Dünyada üzerinden tramvay geçen ender baskül köprülerden biridir.
Haliç'i birleştiren ve "Galata Köprüsü" olarak bilinen ilk köprü, 1845 yılında inşa edilmişti. Bu köprü 1863, 1875 ve 1912 yıllarında yenilenmiş; 1912'de inşa edilen Birinci Ulusal Mimarlık Akımı tarzındaki köprü, şehrin simgelerinden birisi olmuştur.[2] Şehrin sembolü olan Galata Köprüsü 1992'de yanmış ve adı "Tarihi Galata Köprüsü" olmuştur.
Eski adıyla Cisr-i Cedit (Yeni Köprü) köprüsü, 1845 yılında I. Abdülmecit’in annesi Valide Sultan tarafından ahşap olarak inşa ettirildi. Kısa sürede eskiyen köprüyü, Kaptan-ı Derya Hasan Ahmet Paşa 1863 yılında yenileyerek, tekrardan hizmete sundu. 19 yy.ın sonlarına doğru Köprü’de artan yaya trafiği nedeniyle, çıkan asayiş olaylarını denetim altına almak için Köprü’nün Galata ucunda, eklektik üsluplu ve süslemeli Aziziye Karakolu inşa edildi. Köprü 37 yıl bu şekilde hizmet verdikten sonra, yerine suyun hareketiyle sallanan ağır bir köprü inşa ettirildi ve 1912 senesinde Sultan 5. Mehmet Reşat’ın tahta çıkışının üçüncü yıldönümünde açıldı. Ocak 1914 senesine gelindiğinde ise; Elektrikli tramvayların bu köprü üzerinden Eminönü-Karaköy bağlantısı sağlandı. 1987 senesinde Köprü’nün Haliç’e bakan tarafında yeni bir köprünün yapımına başlandı. Ve bu köprünün yapımı tamamlanmadan önce, 1992 yılı mayıs ayında Tarihi Galata Köprüsü nedeni bilinmeyen bir yangın sonucu yanarak büyük hasar gördü. Yangından sonra diğer köprünün yapımı hızlandırılarak, 1992 Haziranında Tarihi Köprü’nün yerinde hizmete açıldı. On bir parçadan meydana gelen Tarihi Köprü’nün Karaköy tarafındaki parçaları yerinde bırakıldı ve yanmayan kısımları da taşınarak Atatürk Köprüsü’nün Unkapanı ayağında karaya bağlandı.
İstanbullular genelde balık tutmak, olta atmak ve bir nefes almak için Galata Köprüsü nü tercih etmektedirler.Genelde her zaman yoğun ve kalabalık olan bu köprü nün üzeri ve alt kısımları cıvıl cıvıl canlılık içermektedir.Köprünün alt kısmında ve yakın çevresinde alışveriş mekanları, balık ekmek yeme mekanları da mevcuttur.Buradan camiler ve galata kulesi manzarası da oldukça güzeldir.Tarih doğa deniz ve muhteşem İstanbul manzarası.