Skip to content
Menu
HEALTH İSTANBUL
  • Ana Sayfa
  • Parklar
  • Meydanlar
  • Semtler
  • Ulaşım Merkezleri
  • Tıp Merkezleri
  • Müzeler
  • Dini Mekanlar
  • Çarşılar
HEALTH İSTANBUL

Ayasofya Müzesi

Posted on 4 Mart 20204 Mart 2020

Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer alan Ayasofya; mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği ile sanat dünyasında önemli bir yer tutar.

Ayasofya Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da yapmış olduğu en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. İlk yapıldığında Megale Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmış, 5’inci yüzyıldan İstanbul’un fethine kadar Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) olarak isimlendirilmiştir. İmparator Konstantios tarafından 360 yılında yaptırılan Megale Ekklesia ve İmparator II. Theodosis’in 415 yılında yeniden inşa ettirdiği kilise halk ayaklanmalarında yıkılmıştır.

Günümüz Ayasofya’sı, İmparator Justinianos tarafından dönemin iki önemli mimarı Tralles’li (Aydın) Anthemios ve Miletos’lu (Balat) İsidoros’a yaptırılmıştır.

Kayıtlardan, iki baş mimar ile birlikte çalışan yüz mimar ve her mimarın emrinde yüz işçinin binanın yapımını 5 yıl 10 ay gibi kısa bir sürede tamamladıkları anlaşılmaktadır.

916 yıl kilise olarak ibadete açık olan yapı, Fatih Sultan Mehmed’in 1453’te İstanbul’u fethetmesiyle camiye çevrilmiştir. 

Fetihten hemen sonra yapı güçlendirilerek en iyi şekilde korunmuş ve Osmanlı Dönemi ilaveleri ile birlikte cami olarak varlığını sürdürmüştür.

16’ncı ve 17’nci yüzyıllarda, Ayasofya’nın içine mihraplar, minber, müezzin mahfilleri, vaaz kürsüsü ve maksureler eklenmiştir. 

Yapının dışına farklı dönemlerde yaptırılan minareler, medrese, sıbyan mektebi, muvakkithane, şadırvan, sebiller, güneş saatleri, mütevelli heyeti odası ile Ayasofya, Osmanlı Dönemi’nde kompleks bir yapıya dönüştürülmüştür.

Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ve Bakanlar Kurulu kararı ile 1935 yılında müzeye dönüştürülmüştür

Ayasofya’nın Kubbesi

Ayasofya’nın mimarisindeki en önemli yenilik, ölçülerinin bir kilise için alışılmıştan daha büyük oluşu ve orta mekâna hâkim olan kubbenin büyüklüğü ve yüksekliğidir.

Ayasofya inşa edilirken, mimarlar tarafından binanın yapımında mermer, taş ve tuğla kullanılmış; kubbenin depremlerde kolay yıkılmaması için de Rodos toprağından özel olarak üretilen, hafif ve sağlam tuğlalar kullanılmıştır.

Sultan Abdulmecid’in (1839-1861) emri ile 1847-1849 yılları arasında İsviçreli Fossati Kardeşler tarafından yapılan onarımlar kapsamında, dönemin en önemli hattatlarından Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından ana kubbenin 11,3 metre çapındaki alanına Kuran-ı Kerim’in Nur Suresinin 35’inci ayeti yazılmıştır. 

Ayasofya’nın Mozaikleri

Ayasofya farklı dönemlerden figürlü ve figürsüz birçok mozaik süsleme ile bezenmiştir. Yapıldığı dönemden günümüze kalan en önemli mozaik bezeme örnekleri, norteks alanında görülebilen figürsüz mozaiklerdir.

Tasvir kırıcılık döneminde yapıda bulunan tüm figürlü mozaiklerin kaldırıldığı düşünülmektedir. 843 yılında bu dönemin sona ermesiyle birlikte Ayasofya’da yapılan ilk figürlü mozaik Apsis Mozaiği‘dir.

Galeri katı, Tympanon Duvarı, narteks, vestibül girişi, papaz odaları olmak üzere yapının birçok yerinde farklı tarihlerde yapılmış figürlü mozaikler bulunmaktadır.

I. Mahmud Kütüphanesi

Yapıdaki en önemli Osmanlı eklentilerinden birisi Sultan I. Mahmud tarafından 1739 yılında yaptırılan kütüphanedir. Kütüphane, Okuma Salonu, Hazine-i Kutub (kitapların korunduğu oda) ve bu iki bölümün arasındaki koridordan oluşur.

Okuma Odası, Ayasofya ana mekânından başlıkları baklava dilimli altı sütunun taşıdığı bir camekan ve bunu örten tunç şebeke ile ayrılır. Kütüphaneye girişi sağlayan iki kanatlı kapı, çiçek ve kıvrık dallarla süslü tunç şebeke ile kaplıdır ve ‘Ya Fettah’ oymalı iki kulpu vardır. Okuma odasının duvarları çini yazı ve yazı frizleriyle bezenmiştir. Kapının karşısındaki duvarda Sultan I. Mahmud’un yeşil çinilerle bordürlenmiş somakiden tuğrası yer almaktadır.

Kütüphanenin okuma bölümünde üzerinde kitap okunan, yazı yazılan, bazıları açılıp kapanabilen, alçak, küçük masa şeklinde sedef kakma tekniği ile süslü ahşaptan rahleler ile Kur’an-ı Kerim’lerin içinde korunduğu iki adet sedef, fildişi kaplamalı Kur’an mahfazası bulunmaktadır.

Kütüphanede 16,17 ve 18’inci yüzyıllara ait İznik, Kütahya, Tekfur Sarayı çinileri bir arada kullanılmıştır. Hazine-i Kutub’daki 16’ncı yüzyıl İznik çinileriyle, koridorda aynı yüzyıla ait bahar açmış çiçek dalları kompozisyonu, Türk çini sanatının en güzel örnekleridir. Kütüphane tamamlandıktan sonra Sultan I. Mahmud, Galata Saray-ı Hümayun’daki kitapları buraya göndermiş; ayrıca Topkapı Sarayı Hazine-i Hümayun’daki değerli kitapları da kendi mührü ile mühürletip buraya taşıtmıştır. Kütüphanede bulunan yaklaşık 5 bin el yazması kitap 1969 yılında Süleymaniye Kütüphanesi’ne taşınmıştır.

Ayasofya Müzesi Ziyaret Saatleri Yaz Dönemi: 09.00 – 18.00 (15 Nisan – 31 Ekim)

Ayasofya Müzesi Ziyaret Saatleri Kış Dönemi: 09.00 – 16.00 (1 Kasım – 15 Nisan)

Ayasofya Müzesi Tatil Günleri: Pazartesi

Kaynak:kulturportali.gov.tr

Son Yazılar

  • GÜLHANE PARKI
  • Ayasofya Müzesi
  • Yerebatan Sarnıcı
  • Aksaray Metro İstasyonu
  • Galatasaray Meydanı

Kategoriler

  • Çarşılar
  • Dini Mekanlar
  • Meydanlar
  • Müzeler
  • Parklar
  • Semtler
  • Tıp Merkezleri
  • Ulaşım Merkezleri

Son Yazılar

  • GÜLHANE PARKI 4 Mart 2020
  • Ayasofya Müzesi 4 Mart 2020
  • Yerebatan Sarnıcı 4 Mart 2020

Etiket Bulutu

1453 Müzesi aksaray alibeyköy ayasofya bağlarbaşı bebek beykoz Burhaniye Camii cep Derne Dolmabahçe eyüp Gabdulla galata Galatasaray gülhane KALEİÇİ kartal korusu Kuruçeşme köprü Metro Millet parkı müze On Çeşme otogar panorama park parkı sarnıç sultanahmet tekke TOPKAPI Tukay Tıp Merkezi Yeraltı yerebatan Çarşısı çeçenistan İstasyonu Şehzadebaşı şaşınbakkal
©2025 HEALTH İSTANBUL | Powered by SuperbThemes!